Anadolu kadınının zarif el emeği olan “oya” dünya sahnesine taşınıyor
Anadolu kadınının zarif el emeği ve sanatı olan oya, "Oya Projesi"yle dünya sahnesine çıkıyor.
Proje kapsamında bu geleneksel sanatın yolculuğu kitaplar ve belgesel ile yeniden hayat buluyor. Adnan Memiş’in son 20 yıla yakın bir süre boyunca çeşitli bölgelerden topladığı iğne oyası koleksiyonuna dayanan proje, Adnan Memiş Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı tarafından yönetiliyor.
Vakıftan yapılan açıklamaya göre, projenin ilk ürünleri olan kitapların sunumu, “Oya Belgeseli” özel gösterimi ve Oya Projesi’nin tanıtımı Doğuş Otomotiv’in katkılarıyla gerçekleştirildi.
“Özgün Bir Sanatın Tarihi Boyutu” ve “Anadolu Kadınının Eşsiz Sanatı” kitapları hazırlandı
Kitap çalışmalarında oyanın tarihi boyutu ilk kez bilimsel olarak kapsamlı bir şekilde ele alındı. 10 yıllık bir çalışma sonucu tamamlanan kitaplardan ilki Prof. Dr. Nurhan Atasoy’un hazırladığı “Özgün Bir Sanatın Tarihi Boyutu” isimli eser oldu. Kitap ayrıca Mary Işın’ın çevirisi ile “The History Of A Unique Art Oya” ismiyle İngilizce olarak da basıldı.
Osmanlı ve İslam sanatı tarihinde uzman olan ve bu konularda sayısız eseri, akademik çalışmaları ve çok sayıda kitabı bulunan Atasoy’un hazırladığı kitapta, Osmanlı arşivleri taranarak oyanın tarihsel boyutu belgelenirken, yurt içi ve dışındaki önemli müzelerle de bilgi ve görsel alışverişi yapıldı.
Proje kapsamında ayrıca Dr. Gönül Paksoy, kaya resimlerinden oya motiflerine uzanan bağın izini sürerek “Anadolu Kadınının Eşsiz Sanatı” isimli eseri hazırladı. Bu kitap da Feyza Howell’ın çevirisiyle “Oya The Unique Art Of Anatolian Women” ismiyle İngilizce olarak okurla buluştu.
“Anadolu Kadının Eşsiz Sanatı Oya” belgeseli festivalleri dolaşıyor
Oya Projesi çerçevesinde hayata geçirilen bir diğer çalışma da oyayı görsel olarak dünyaya tanıtmayı hedefleyen, önemli platformlarda yayınlanması planlanan “Anadolu Kadının Eşsiz Sanatı Oya” isimli belgesel filmi oldu.
Yönetmen ve senarist Sevinç Baloğlu’nun hazırladığı belgesel, köylerden şehirlere uzanarak Anadolu kadınlarının el emeği ve yaşanmışlıklarını gözler önüne seriyor.
Oyaları ile öne çıkan Bursa, Ankara Nallıhan, Balıkesir Gönen, Çanakkale Biga, İzmir Bergama, Ödemiş ve Tire, Muğla Datça, Tokat ve Amasya’da gerçekleştirilen çekimlerde, oyaların düğün, kına gecesi, sünnet düğünü gibi özel günlerin yanı sıra günlük yaşamdaki varlığı kayda alındı.
Kısa ve uzun versiyon olarak hazırlanan film, dünyanın önemli film festivallerinde izleyiciyle buluşmaya başladı. Hali hazırda Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali de dahil olmak üzere, Meksika, Azerbaycan, Kanada, Yunanistan, Brezilya, İtalya, Nijerya’daki 10 ayrı festivale kabul edilen belgesel, proje kapsamında hazırlanacak mobil sergiye de eşlik edecek.
Oya sanatının, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girmesi hedefleniyor
Proje, “www.oyaarts.com” merkezinden dijital platformlar ve sosyal medya entegrasyonlarıyla geniş bir erişim sağlamayı da hedefliyor. Araştırmacılar için çok katmanlı bir yapıya sahip olacak platform sayesinde Anadolu kadınları, ürettikleri oyaları dünya pazarına sunabilecekler.
Oya Projesi’nde hayata geçirilen ve ileriki günlerde gerçekleştirilecek tüm çalışmalar sayesinde oya sanatının yüzyıllardır yaşayan ve sadece Anadolu’ya özgü bir kadın sanatı olduğu görsel örnekleriyle anlatılarak, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girmesi de hedefler arasında yer alıyor.
Proje kapsamında ayrıntılı olarak 2 bin 500 oyanın künyesinin yer aldığı katalog hazırlanacak. Kataloğun, dünya müzeleri ile entegre olarak dijital bir arşiv halinde araştırmacı ve akademisyenlere kaynak oluşturması planlanıyor.
Projenin dayandırıldığı koleksiyonun da daha nitelikli ve işlevsel saklama koşulları oluşturularak, gelecek kuşaklara zarar görmeden ulaştırılması amaçlanıyor.
Kooperatifleşmeyle yaşatılacak
Oya sanatını hak ettiği şekilde yaşatmak amacıyla hayata geçirilen projenin geleceğe yönelik planları arasında kooperatifleşme çalışmaları da bulunuyor.
Bu sanatın halen sürdürüldüğü yöreler başta olmak üzere yerel kooperatiflerin oluşturulması veya güçlendirilmesi planlanıyor. Bu kooperatiflere Adnan Memiş Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfının da desteğiyle eğitimler, uygun koşullarla doğal iplik ve doğal boya tedariki, ambalaj tasarımı gibi destekler sağlanacak.
Ayrıca oluşturulacak e-ticaret platformları sayesinde uluslararası pazarlara erişim imkanı ve ürünlerinin uygun şartlarla alıcıya ulaşması için makul koşullar içeren lojistik destek hizmeti verilecek.
Oya yarışmaları
Projenin gelecek planları arasında oyaya olan ilgiyi canlı tutmak, bu sanatı daha da geliştirmek, kuşaktan kuşağa taşımak için çeşitli yarışma organizasyonları düzenlemek de yer alıyor. Yarışmalarda dereceye giren oyalar, vakıf bünyesinde oluşturulacak koleksiyona dahil edilecek ve en ince detayına kadar künyesi oluşturularak koruma altına alınacak.
Gelecek günlerde farklı alanlardaki çalışmalarıyla genişleyecek Oya Projesi adına mobil bir sergi de yapılacak. Serginin, yurt içinde ve dünyanın önde gelen kültür ve sanat merkezlerinde ses, ışık, bilişim teknolojisi, endüstriyel tasarım, mimari ve benzeri disiplinlerle desteklenmiş konseptiyle sanatseverlerle buluşturulması hedefleniyor.
Projenin gelecek planları içinde önemli bir yer tutan müze için öncelikle İstanbul’da bir mekan planlanıyor. Araştırmacılara ve akademisyenlere çalışma ortamı sunacak, Adnan Memiş koleksiyonuna da ev sahipliği yapacak ve başkaca koleksiyonerlere de fırsat tanıyacak, geleneksel oya örneklerinin kalıcı olarak, farklı kullanım amaçlı yeni tasarımların ise sürekli güncellenerek sergileneceği bir müze oluşturulması isteniyor.
Kaynak AA