Kültür Sanat

“Tereddüt Çizgisi” filmi, Atlas 1948 Sineması’nda seyirciyle buluştu

Dünya prömiyerini 80. Venedik Film Festivali'nde yapan ve birçok festivalden ödülle dönen TRT ortak yapımı "Tereddüt Çizgisi" filmi, Atlas 1948 Sineması'nda özel gösterimle izleyiciyle buluştu.

Gösterim sonrası, filmin yönetmen ve senaristi Selman Nacar ile başrol oyuncusu Tülin Özen, seyircilerin sorularını yanıtladı.

İlk uzun metraj filmi “İki Şafak Arasında”nın ardından “Tereddüt Çizgisi”ne imza atan Nacar, bir senaryoya başlamadan önce ilk olarak filmdeki “Canan” gibi, ana karaktere odaklandığını söyledi.

Nacar, filmin tamamının hastane, postane, sokak ve mahkeme salonu gibi kamusal alanlarda geçtiğine işaret ederek, “Filmde özel olarak kabul edilebilecek tek yer Canan’ın arabası. O araba da ona ait değil. Aslında özel alana ait bir yerin olmadığı, aidiyetsiz bir noktada, sıkışmış bir karakterin reaksiyonları üzerine düşünerek hikaye başladı.” dedi.

Film yapmanın uzun bir süreç olduğuna değinen Nacar, şöyle devam etti:

“Bu filmi 2020’de pandemide yazdım. Belki de pandeminin bu hikayeyi yazmamda etkisi vardır. Bunu sonradan fark ediyorum. Çünkü o dönemde de evlerimize sıkışıp kaldığımız bir süreç yaşadık. 2021’de ekiple, Tülin ile tanışıp, çalışmaya başladık. 2022’nin Mart ayında çektik. 2023’ün Eylül ayında ilk defa Venedik’te gösterildi. 2024’ün sonunda da İstanbul’da burada sizlerle buluşabildi.”

Nacar, filmde “Canan” karakteri üzerinden izleyiciye bir aynalama yapmak istediğini vurgulayarak, “Çünkü bu filmle, seyircinin ‘Sanki ben de mahkeme salonundayım.’ ya da ‘Ben olsam ne yapardım?’ gibi bir soru sormasını amaçladık. Bu anlamda da aslında herkesin kendine bakan cevapları olacaktır.” diye konuştu.

“Benim için karakter, duygu, hikaye ön plandadır”

“İki Şafak Arasında” ve “Tereddüt Çizgisi” filmlerinin, bir yapımın daha eklenmesiyle 5-10 yıl sonra üçleme olacağını anlatan Nacar, tüm filmlerin aynı evrende, atmosferde geçtiğini söyledi.

Uzun planlar ve mizansenlerle çalıştığı için kamera hareketlerine henüz filmin senaryo aşamasında karar verdiğini dile getiren Nacar, “Hiçbir zaman biçimi önceleyen bir insan değilim. Benim için karakter, duygu, hikaye ön plandadır. Ama hikaye biçime bir şey söyler. Daha sonra biçimsel kararlar, hikayeyi besler. Öyle organik bir süreç bulur.” dedi.

Nacar, kast seçimine ilişkin, “Yolu yürüyebileceğimiz insanlarla çalışmak önemli.” ifadesini kullandı.

Tülin Özen ise filmde canlandırdığı idealist ceza avukatı “Canan”ın inatçı bir karakter olduğunu belirterek, “Canan’ın özel hayatında da inatçı olduğunu, her şeyi kontrol etmek istediğini filmde görüyoruz. Ama bir tarafta yapabileceği hiçbir şey yok. Bunu kabul etme sürecini de izliyoruz.” diye konuştu.

Uşak’ta geçen filmin oyuncu kadrosunda, Özen’in yanı sıra Oğulcan Arman Uslu, Gülçin Kültür Şahin, Vedat Erincin ve Erdem Şenocak yer alıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığının destek verdiği filmin konusu özetle şöyle:

“Canan’ın gündüzleri adliyede, geceleri ise hastanede solunum cihazına bağlı annesiyle geçirdiği zorlayıcı yaşamı, film boyunca izleyiciye derin bir duygusal yolculuk sunuyor. Uzun süredir üzerinde çalıştığı bir cinayet davasının karar duruşması günü Canan, annesi, hakim ve sanık arasında ahlaki bir tercih yapmak zorunda kalacaktır.”

Kaynak AA

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu